|
 |
|
---ÜRÜNLER--- |
|
|
|
24 Saat online Hizmet . . .
|
|
|
|
|
|
 |
|
HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kendini İmha Eden DVD
Bir Alman firması tarafından geliştirilen bir sistem sayesinde vakumlu poşeti açıldıktan 48 saat sonra kullanılmaz hale gelen DVD'ler mümkün hale geldi. 4 avrodan satışa sunulacak bu yeni DVD'ler sayesinde özellikle kiralama sektöründeki en büyük sorunlardan biri olan DVD'yi geri götürme derdi de ortadan kalkmış olacak.Alman Einmal firmasının bu girişiminin hemen hemen aynısını ABD'li Flexplay de 2003 yılında denemiş ancak vazgeçmişti.
Harici diskte yeni nesil
Bilgisayara yeni bir disk takmak sıradan kullanıcılar için hiç kolay sayılmaz. İşte olayı tersine çeviren bir icat
Bilgisayarınızda hiçbir zaman bitmeyecek iki ihtiyaç kalemi var: Bellek ve sabit disk. Ne kadar fazla olursa olsunlar bu iki bileşenin artmasının her zaman bir faydasını göreceksiniz. Üstelik her yeni işletim sistemi ve yazılımla ister istemez yükseltilmeleri gerekiyor.
HDD Stage Rack adlı bu yeni aksesuvar, bilgisayarınıza USB üstünden bağlanan bir beşikten (cradle) oluşuyor.
Üstüne yerleştirdiğiniz 2,5 ya da 3,5 inçlik sabit disklerse otomatik olarak yeni bir sürücü şekilnde sisteminiz tarafından tanınıyor. Kapasiteleri çoğu zaman sınırlı harici disklere kıyasla çok daha akıllıca (ve ekonomik) bir seçenek olduğu kesin. Yurtdışı satış fiyatı 47 dolardan başlıyor.
Microsoft’un Yahoo aşkı
|
 |
|
Tüm dünyada yaklaşık altı aydır tartışılan konu; küresel bir ekonomik kriz olacak mı olmayacak mı, olacaksa nasıl bir süreç izleyecek ve etkisinin büyüklüğü ne olacak? Her gün ABD merkezli gelen haberlerle kriz tahminleri revize edilip duruyor. Aslında tüm bu kriz söylemlerinin artık iyice palazlanan ve milyarlarca dolarlık büyük fonları idare eden spekülâtörlerle resmi para otoritesi kurumlar arasındaki bilek güreşinden çıktığı da bir gerçek. ABD ekonomisindeki yavaşlamaya diyecek bir şeyimiz yok ama bizce kriz çok keskin bir şekilde hayatımıza girmeyecek. Çünkü bu yıl ABD’de seçimler var.
Tüm bunlar tartışılırken 1 Şubat günü dünyanın gündemine düşen Microsoft’un Yahoo’ya yaptığı teklif hem tüm ezberleri bozdu hem de ekonomik kriz söylemlerine birkaç gün ara verilmesine sebep oldu. Microsoft, Yahoo’ya 44,6 milyar dolar teklif etmişti. Gerçi bu teklif Microsoft’un Yahoo’ya ilk teklifi değildi fakat bu miktar ilkti. Dünya bir an afalladı. Gazeteler ekonomi sayfalarında “FED’in yapamadığını Microsoft yaptı” gibi başlıklar geçmeye başladılar. Öyle ya! Hani ekonomik kiriz geliyordu? Ekonomik kriz geliyor idi ise olması gerekenin çok üstünde yapılan bu teklifte neyin nesi idi? Bu ve benzeri sorular uzmanların kafasında uçuşurken diğer taraftan komplo teorisyenleri de “Dünya ekonomisini kurtarma işini ABD hükümeti Microsoft’a mı havale etti?” sorusunun cevabına kilitleniyorlardı.
Tabii ki bunların hiçbiri değil. Herkes halk tabiri ile “Öküzün altında buzağı” arıyordu. Oysa işin gerçeği; Microsoft tamamen rasyonel bir şirketin yapması gerekenleri yapıyordu. Çünkü kurucusu ve onu bugünlere getiren en önemli aktörlerden olan Bill Gates internet hakkındaki doğru olmayan öngörüleri ve o öngörülerle yapılan yatırımlar Microsoft’a hem zaman hem de para kaybettirmişti. Bill Gates’de hata yapar mıymış demeyin. Çok ciddi hatalar yaptı ve hatalarının sebep olduğu kayıplar doğal olarak internet gibi bir büyük pazarı, Google gibi çok genç bir şirkete kaptırmasına yol açtı.
Bill Gates, bu yıl 7-10 Ocak tarihleri arasında Las Vegas’da yapılan CES’de (Consumer Electronics Show) artık zamanının tamamını kendi ve eşi adına kurduğu vakfa harcamayı planladığını açıklayarak bir nevi emekli oldu. Bill Gates, zamanı gelince köşesine çekilmeyi bilmenin erdemli bir davranış olduğu bilenler tarafından takdirlerle uğurlandı. Biz Bill Gates’in internet konusundaki yanlışlarına dönelim. En önemli yanlışı “Microsoft Network” adını verdiği alternatif bir ağla internete rakip olmaya çalışmasıydı. Evet, yanlış okumadınız Bill Gates internete rakip olacak kendi interneti kurmaya çalıştı. Bunu yaparken de güvendiği şey işletim sistemi alanındaki hakimiyeti ve onun içine gömdüğü internette gezinmeyi sağlayan tarayıcı (Internet Explorer) programıydı. Bill Gates’in bu hayali Microsoft’a hem zaman hem de çok ciddi miktarlarda para kaybettirdi. İşin Microsoft ekibinin motivasyonunu etkileyen moral değer tarafı ise ayrı bir felaketti. Bill Gates içeriden gelen tepkilere daha fazla dayanamadı ve istemeyerek de olsa Microsoft Network çalışmalarının MSN’e dönüştürülmesini kabul etti. Bir nevi zararın neresinden dönülürse kardır mantığı ile hareket edildi.
Microsoft interneti anlamaya ve onunla ilgili planlar yapmaya çalışırken, Stanford Üniversitesinde okuyan 1968 doğumlu Jerry Yang ve 1966 doğumlu David Filo, kendi web sitelerinde beğendikleri internet sitelerinin listesini yayınlıyorlardı. Kendi web siteleri ise okudukları üniversitenin bilgisayarlarında bulunuyordu. 1996 yılında hayata geçen Yahoo kısa zamanda o kadar popüler olur ki kurucuları onu bağımsız bir site ve şirket haline getirmeye karar verirler. Sonrası ise tam bir başarı öyküsü. Daha sonrası ise yaptıkları yanlışlar neticesinde ve rakiplerinin de çoğalması ile doğal olarak Pazar kaybetmeye başlarlar. Yaptıkları yanlışların en başında geleni ziyaretçilerine her şeyi sunmaya çalışmasıydı. Örneğin Yahoo borsa verilerini sunmak için anlaşmalar yapıyorken Google borsa verilerini en iyi sunan siteleri buluyordu. Yahoo e-posta hizmetlerinden para kazanmaya çalışırken Google bedava e-posta dağıtıyordu. Dolayısı ile Yahoo ve benzerleri kaybederken internette Google çağı başlıyordu.
Tekrardan bugüne döndüğümüzde Microsoft’un Google devi karşısında yanına alabileceği tek firmanın Yahoo olduğunu görüyoruz. Dolayısı ile Microsoft’un bu hareketi gayet rasyonel. Gerçi hisse başına 31 dolar teklif ederek yüzde 62 fazla değerleme yapan Microsoft CEO’su Steven A. Ballmer’ın ne kadar rasyonel davrandığı tartışılsa da Yahoo Yönetim Kurulu’na yazdığı mektupta bunun sebebi de gayet iyi anlaşılıyor. Mektupta şöyle diyor: “Pazar sadece bir firma tarafından (Google olduğunu tahmin etmek zor değil) yönlendiriliyor ve yeni satın almalarla yerini iyice güçlendiriyor. Birleşirsek ziyaretçilere, reklam verenlere ve yayıncılara yeni seçenekler sunabiliriz”
Microsoft’un Yahoo’ya böyle diyordu. 1 Şubat’ta Microsoft’un Yahoo’yu almak için yaptığı 44,6 milyar dolarlık teklifle başlayan süreç 14 Şubat’ta sona erdi. Yahoo teklifi reddetti. Böylece Microsoft ikinci kez Yahoo tarafından reddedilmiş oldu. Başka bir deyişle Microsoft ikinci raundu da kaybetti. Peki, Yahoo neden Microsoft’u reddetti?
Bu sorunun doğru cevabını bulmak için teklifle cevap arasında geçen iki haftalık sürede neler yaşandığına bakmamız daha doğru olur. Microsoft’un teklifi herkesi olduğu gibi Yahoo yönetimini de heyecanlandırdı. Fakat iş dünyası heyecanların değil mantığın hakim olduğu bir dünyadır. Dolayısı ile Yahoo yaptığı değerlendirme sonrasında Microsoft’a uygun bir dille bu tekliften memnun olduklarını ancak yetersiz bulduklarını bildirdi. Yetersizliğin boyutu da 12 milyar dolar olarak belirtildi. Yani diğer bir deyişle Yahoo sen teklifini 56,6 milyar dolar yap anlaşalım dedi. Ayrıca daha önce Google’ın da kendisine yaptığı benzer teklife hala ilgisinin olduğunu da Microsoft’a hissettirdi. Bu hissettirme Microsoft cephesini öfkelendirdi. Bunun üzerine Microsoft’tan mantıklı yeni bir açılım beklenirken Steven A. Ballmer yönetimi mahallenin haşarı çocuklarının bile yapmayacağı bir çıkışta bulundu: “Teklif ettiğimiz bedelden şirketinizi bize satmazsanız, biz de halka açık hisselerinizi toplayıp ortak olarak karşınıza çıkarız.”
Öfkelenme sırası Yahoo’daydı. Bu tehdit doğal olarak Yahoo yönetiminde geri tepti. Teklifi reddettiklerini açıklamaya hazırlanırlarken, bunu gören Microsoft hemen yeni bir açılımda daha bulundu: “Şayet teklife evet derseniz birleşmeden sonra MSN ve alt hizmetlerini kaldırıp sadece Yahoo’yu kullanacağız.” Fakat bu bile yeterli olmadı. Yahoo yönetimi kararını vermişti. Teklif reddedilecekti.
Bu olaylar olurken Google ne yapıyordu? Ne yapsın bir taraftan dişlerinin arasından gülüyor bir taraftan da Microsoft’a belden aşağı vuruşlar yapıyordu. Bu olaylar olurken Google’ın sözcüleri çıkıp “Bu birleşmenin ardından Microsoft’un tekel oluşturmaya yöneleceği” şeklinde bir açıklama yaptılar ki evlere şenlik. Pazarın yüzde 53,6’sına sahip bir firmanın yaptığı böyle bir açıklamaya nasıl tepki verirsiniz? Gerçi Google’ın sözcüleri de bunu biliyor. Fakat Microsoft’un ürettiği işletim sistemi yüzünden hakkında daha önceleri ABD’de açılan onlarca “tekelcilik” davasını düşünürseniz, Google’ın ne yapmak istediğini anlarsınız. Maksat Microsoft’u en yumuşak yerinden vurmak. Almanlara Hitler’i hatırlattığınızda nasıl bir tepki alıyorsanız “Tekelcilik” dediğinizde de Microsoft’tan öyle bir tepki alıyorsunuz.
Tekelcilik yaygarası yapan Google’da şimdi vereceğimiz rakamları gayet iyi biliyor. Pazarın yüzde 53,6’sı Google’ın. Yüzde 19,9 u Yahoo’nun. Yüzde 12,9’u Microsoft’un. Gerisi ise birçok firmaya dağılıyor. Bu birleşme gerçekleşseydi Microsoft’un pazar payı 32,8’e çıkacak ve Google’a ciddi bir rakip olabilecekti.
Bundan sonra ne olacak derseniz, benim tahminim şimdi teklif sırası Google’da. Önümüzdeki haftalarda Google’dan Yahoo’ya 60 milyar dolarlık bir teklif gelirse şaşırmayalım. Bu teklifi Yahoo’nun kabul edeceğine de şaşırmayalım. Ayrıca bu birleşmenin gerçekleşmeyeceğine hiç şaşırmayalım. Çünkü birleşmeleri halinde Google’ın pazar payı yüzde 73,5’e çıkacağı için ABD’deki anti-tekel yasaları ve bu yasaların uygulayıcısı kurumlar otomatikman harekete geçecektir. Tüm bunlar olurken Microsoft ne yapacak dersiniz? Tabii ki Yahoo’nun halka açık hisselerini toplayacak.
Her şeye rağmen Google ve Microsoft haricinde bir üçüncü talipli de çıkabilir Yahoo’ya. Üstelik kimsenin aklına gelemeyecek bir işbirliği de teklif edebilir. Bilişim dünyasında bu ölçekte başka kim var demeyin. Evet, bilişim dünyasında böyle bir satın almayı gerçekleştirecek başka şirket yok gibi görünüyor ama bilişim medyasına öykünen birileri de olabilir. Mesela; Rupert Murdoch’un News Corp.’u neden olmasın? Bizden söylemesi.
Sonuç olarak; ABD’de hisse alıp satıyorsanız Yahoo hisselerini portföyünüzde bulundurmanızı tavsiye ederim. Kısacası bilişim dünyası bu yılı hep Yahoo kime gelin gidecek tartışması ile geçirecek. |
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
Online Ziyaretçiler |
|
|
|
|
|
 |
|
DÖVİZ KURLARI |
|
|
|
|
|
 |
|
UZMAN TEKNİK DESTEK |
|
|
|
|
|
|
MEHMET GÜRÇAY ÖZGÜR ÇİYTAK
BİLGİ DESTEK ''gbilisim@gbilisim.com''
HER TÜRLÜ SATIŞ ''satis@gbilisim.com'' |
|
|
|
|
|
 |
|
>>>DUYURU PANOSU<<< |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|